13 Ocak – 31 Ocak 2005, Caddebostan (Refah Apt.)
Bu sergi aslında bir ihtiyaç ve özlemden doğdu. Kadıköy’ün unutulmaz müzik marketi Melodi Müzikevi’nin 4000 plaklık arşiviyle 2002’de kapanmasıyla açılan boşluğu farklı bir şekilde doldurmak isteğiyle harekete geçtim. Mine Sanat Galerisi, soyut denilen resmin yerlisini ansiklopedi veya sanat kitabı hariç canlı ilk kez gördüğüm galeriyse içinden geçerek galeriye ulaştığım Melodi Müzikevi de ilk kez Miles Davis’i duyduğum müzik marketti.
(Mine Sanat Galerisi aynı zamanda ilk kez bir panele konuşmacı olarak katıldığım galeriydi de… ) Melodi Müzik’in sahibi Nur Gülener’di. Yani Mine Sanat Galerisi’nin Mine Gülener’inin eşi… Ve şöyle dedim; ‘neden 15 sanatçı bir sergiye plaklarıyla katılmasın… En sevdiği plaklarını çoktan atmışı satmış ya da kırmış olanlar da Melodi Müzik’in Gülener çiftinin evinin bir köşesine kaldırılmış arşivinden faydalanmasın…’
Nur Gülener, 1967’de Cağaloğlu’nda sadece 45liklerle başladığı müzik marketçiliğinde 40 yılı aşmış. Mine Hanım, galericilikte çoktan 20 yılı devirmiş. Bugün Mine Sanat Galerisi sanat tarihsel açıdan incelenmesi gereken Türk formalizminin üssü olma konumunu hala koruyor.
Mine Sanat Galerisi’nin 20 yıl boyunca çalıştığı ressamları teker teker aramaya başladım. Ve Adnan Çoker’den Özdemir Altan’a, Ferruh Başağa’dan Bedri Baykam’a, Ömer Uluç’tan Burhan Doğançay’a ve Devrim Erbil’e, Mehmet Güleryüz’e, ressamlara en sevdiği plakları galeriye bir sergi için getirip getirmeyeceklerini sordum. Büyük bir heyecanla karşılandım.
Nur Gülener’in 4000 plaklık arşivine başvurma ihtiyacının olmadığını söyleyenlerin başında Yusuf Taktak, Mehmet Güleryüz ve Bedri Baykam. Adnan Çoker ve Özdemir Altan geldi. Hepsi de plaklarını atmamışlar, hala saklıyorlardı. Onlar kendi plaklarıyla sergiye katılıyorlar.
Sergiyi bir hazır-yapım sergisi olarak tanımlayabiliriz.
Ben de serginin komiseriyim.
Madem kullanımdan kalkmış plakları dolaşıma sokuyoruz, kullanılmayan sergi komiseri teriminin de dolaşıma girmesinde sakınca görmüyorum.
Sergi boyunca isteyen izleyici plakları orada bulunan retro bir dual pikap aracılığıyla çalabilecek. İzleyici bugüne kadar resimleri aracılığıyla izini sürdüğü bazı sanatçılara, bambaşka, gündelik ve özel hayatlarından bir nesne olan plakları üzerinden, yaklaşma, onları farklı bir araç üzerinden tanıma şansını yakalayacak.
Bu sergi için bir çeşit müze deposunda saklanmış gibi düşünebileceğimiz 4000 plaklık bir arşiv 15 sanatçının seçimi için gün ışığına çıkıyor. Yerini en güncel, en son teknoloji olan cdnin aldığı (hatta şimdilerde onun da yerini onun kopyası download dünyası aldı diyebiliriz rahatlıkla) tedavülden kalkmış bir nesne, tekrar dolaşıma sanat nesnesi olarak giriyor.
Plaklar, bugün kullanım nesnesi değiller. Sadece meraklısının bulup toplayacağı, kullanıcısına göre nadide, nadir kullanılan nesneler.
Sergi komiseri olarak 15 sanatçının en sevdikleri plakları sunmasını örgütlerken amacım kullanım değeri olan nesneyle sanat değeri olan nesnenin Duchamp’tan beri her avangardistin yapmaya kalktığı gibi birbirine karışmasını sağlamak ve tipik bir biçimde nesneler arasında ayrımların silinmesine katkıda bulunmak değil sadece.
Artık kullanılmayan nesneler olan plaklarını sanat nesnesi konumundayken her zamankinden daha özgürleştirici, öznel ve kültür oluşturan bir hareket alanı yarattığını düşünüyorum. Özetle bu sergide geri(de kalmış) bir nesne, sanat nesnesi konumuna geldiğinde ‘gerisi’ ve ‘ilerisi’ olmayan bir anlam kazanıyor. Bu durum güncel bir durum olarak da açıklanmaz sanırım. Hem güncel ve çağdaş kelimeleri bu sıra ‘kullanımda’ değil. Bu durumu kullanımda olan bir terimle açıklamamız gerekirse, bu durum kesinlikle ‘modern’ bir durumdur. Tüm çelişkileri, zamansız zaman anlayışı ve ruhu itibariyle…
Sergi Komiseri: Ayşegül SÖNMEZ 27 Aralık 2004
Sanatçılar:
Özdemir ALTAN
Mustafa ATA
Tomur ATAGÖK
Ferruh BAŞAĞA
Bedri BAYKAM
Adnan ÇOKER
Burhan DOĞANÇAY
Devrim ERBİL
Mehmet GÜLERYÜZ
Balkan Naci İSLİMYELİ
Hüsamettin KOÇAN
Nur KOÇAK
Zekai ORMANCI
Yusuf TAKTAK
Ömer ULUÇ