22 Ocak – 22 Şubat 2014, Nişantaşı
Sergi, 28 Şubat’a kadar uzatılmıştır.
Benim eserlerim ‘’madde odaklı düşünceden ayrışmış ve ruhani tarafı daha güçlü bir algıyı gerektirir’’ diyen çağdaş sanatçılarımızdan Serkan Bayer, 22 Ocak 2014 tarihinde Mine Sanat Galerisi’nin ev sahipliğini yaptığı sergisinde sanat severlerle buluşuyor. Çoğunlukla minimalist bir yaklaşımla eser üreten sanatçının yeni eserlerini Mine Sanat Galerisi’nde açılacak olan bu sergisinde 30 gün boyunca izleyebilirsiniz. Bayer, eserlerinde Rasdelka olarak adlandırılan elektriksel ya da manyetik alandaki çekim kuvvetlerini göstermekte kullanılan icona çizgilerine işaret ediyor. İki bölümden oluşacak olan bu sergide sanatçının yaratıcıya saygı adıyla sembolikleştirdiği ve evrenin “server” merkezi olarak sembolize ettiği Cosmik oda ve odadaki metalik eserlerle dikkatleri üzerine çekiyor. Teknik olarak eserlerinin tamamında kendi yarattığı özel harcını akrilik ile bütünleştiren sanatçı, kendi sanat dilini ve üslubunu yine kendine has tekniğiyle ortaya koyuyor. Ruh yansımaları olarak da nitelendirebileceğimiz Bayer’in eserleri sanat dünyasında çok konuşulacak bir çizgide durmakla birlikte, sanatçının eserleri sadece yurt içinde ve yurtdışında değerli koleksiyonlarında yer almakta. Özüne bakıldığında sanat, görünmeyeni görünür kılma çabasıdır tanımıyla sanatını ifade eden sanatçı eserlerinde görünmeyeni kendine has semboller ve simgelerle betimliyor.
Sanatı göz merkezci bir iktidarla görselleştirerek yani; renk, biçim ve çizgi ile dengede tutarak payeyi görünmeyenin kendisine çeviren sanatçı gözü dünyanın efendisi konumuna getiren sanatsal anlayışların ardından, bu dünyanın ardında yatan görünmezliğin, eserlerinde Rasdelka eğrileri ile öznelleştiğini ifade ediyor. Heidegger tarafından bakıldığında ise DÜNYANIN İMGE OLMASI, VAROLUŞ İÇİNDE İNSANIN ÖZNE OLMASIYLA AYNI EYLEMDİR görüşünü benimsiyor.
Duchamp’ın da bu düzlemde bir sorunsala odaklandığına dikkat çeken sanatçı, yanılsamalar dünyasında Duchamp yaptığı bir konuşmayla bu konuyu en iyi şekilde özetlediğini vurguluyor. ‘’ Göze görünmeyen, dördüncü bir boyutun yanılsama olasılığı hakkında düşündüm,’’ nasıl güneş dünyada iki boyutlu yanılsamalara yol açıyorsa, üç boyutlu bir nesnenin gölgesinin de iki boyutlu biçimler oluşturduğunu gördüm. Benzeşim ilkesine dayanarak buradan çıkardığım sonuç bizim böyle kendiliğindenmişçesine baktığımız üç boyutlu nesnelerin bizim bilmediğimiz dört boyutlu biçimlerin yansımaları olabileceğidir.
Açılış Kokteyli: 22 Ocak 2014, saat: 18.00-20.30